tam olarak neredeyiz?

Son zamanlarda yazdığım şeyleri yazarken bir yandan da düşünüyordum, aşk - sevgi konularında yazarken toplumsal aşklardan, sevgilerden ve saygılardan bahsetmeye başladım neler oluyor diye.

Bu sanırım artık duyarsız kalamamak, ya da nasıl desem bu artık bi inanamazlığın verdiği nasıl olabilir böyle bir şey durumu. Çevremde duyduğum her gerçeğe inanamak, insanların "insan" deyiminin tamamiyle kelime anlamı içinde sıkışıp kaldığını görmemle beraber üzüntülerimi dile getirmekti belki de.

Bugün okuduğum bir haberin yalan olmasına dua ederken, görselle beraber inanmak zorunda kaldım. Bir insan deli olmadığına emin olduğum, sadece o anlık yükünün ona ağır geldiğine inandığım bir insanın, en büyük sorunu en büyük kararını almaya çalıştığı dakikalarda, bir şahsın bunu sosyal medya için, ya da birileriyle paylaşmak için fotoğraflaması, yardımcı olması insan hayatının önemini anlatması gerekirken, onu vazo yerine koyması kesinlikle kabul edemediğim, edemeyeceğim bir şey.

Nasıl ama nasıl olur da bu kadar değersiz kılabiliriz bir yaşamı, ne olursa olsun nasıl olur da bu kadar umursanmayacak bir şey olabilir bu?

Bu kişinin intiharında hiç mi mutsuzluk hissetmezsin sen, hiç mi eve gidince düşünmezsin, nasıl böyle bir şey gerçek olabilir?

Yazamadım belli ki ama öfkem, insanın sıradanlaştırılması, bir bireyin nesneye dönüştürülmüş olması ve insanın hayvanları ve doğayı bırakalım kendi ırkına bile artık değer vermeyişi.

Buralara nasıl geldik, buradan sonra nasıl gidebiliriz? nasıl olur da başaracağız? Siz nasıl böyle insanlar oldunuz? Sizi kim yetiştirdi, hangi doğrularla büyüdünüz?

Bugün saat 06.20'den itibaren bir vatandaşın intihar girişiminde bulunması nedeniyle Boğaziçi Köprüsü'nde trafik felç...

Posted by Özlem Kekeç Bülbül on Monday, September 1, 2014