simple lifes/creative minds
Minimalizmi tüm hayatımıza yayarken aslında objeler ve alışkanlıkların yanında “Declutter your life” dedikleri hem kabullenmesi zor gerçekleri kabullenip hem de hayatımızdan çıkması gerekenlere (kişiler, işler, hayaller, çabaladıklarımız) karar vermek ve hepsinin ötesinde çıkış işlemlerini sonlandırmak sanırım en zoru.
Hayallerin arkasında herkesten çok duracak kişi benimdir. Ama bu hayallerin gerçekleştirilebilme olasılıkları ya da hayatın içindeki zaman çizelgesinde koyulduğu yerlerin daha önemli olduğuna inanıyorum. Maalesef hepsi aynı anda mükemmel bir şekilde gerçekleştirilemiyor. Bazen hayal edilen on şeyden birinin gerçekleşip diğerlerinin hala olmamış olması, olanın da başarısını ve mutluluğunu gölgeliyor. Evet hayalleri sıraya dizmek mümkün değil ama belki küçükten büyüğe doğru bir merdiven gibi düşünsek belki bir başarı aslında diğerlerinin alevini güçlendirir kim bilir.
Şu andaki yaşamımızda; "var olan biz" ve "var olmasını çok ama çok istediğimiz biz"le birlikte yaşıyoruz. Planlarımız isteklerimiz hep ikinci kişi için, ama kapasitemiz ise birinci kişi olan biz. Bu çatışma ancak ve ancak bizi üzmekten, yeri geldiğinde depresyona sokmaktan geri kalmıyor.
Hepsini başarmaya çalışmak sürecinde yorgun düşmektense; birkaç başarının hem vücudumuza hem de zihnimize yaşatacağı hazlara izin vermeli.
“Declutter your life” ın bana hissettirdiği bundan ibaret; zihnimizin ve kalbimizin bembeyaz duvarlar gibi huzur vermesi, yaratıcılığı kışkırtması, işlenebilir olması..
*Tabii ki bunun yanında; TV, internet alışkanlıklarını düzenleme, her gün 100 mail gelen bir email kutusundan uzaklaşma, telefondaki gereksiz uyarıldan kurtulma şeklide çeşitlendirilebilir.
**The XXYYXX – Set it off çalıyordu.