Savunma San'atı

Sonra dedim ki ne gerek vardı korna basmaya, zaten yolun hali belliydi, bir sıra halinde bekliyorduk.

O aslında kornaya basmıyordu, o aslında çığlık atıyordu, o kadar olmasa da bağırıyor olduğu kesindi.

Para uğruna yani çalışması sebebiyle diyelim, yediği bir ton laf onu bunaltmıştı belki, belki de hak etmediği ithamlarda bulunulmuştu, saygısından tek kelime etmemişti, belki bir iş arkadaşı satmıştı onu, belki de onun arkasından konuşurlarken yakalamıştı ama üzüldüğünden fark etmemiş gibi yapmıştı, belki de haftalardır üzerinde çalıştığı ve oluşturduğu ürünü, bir anda değiştirme kararı almıştı üstü, belki de cumaya kadar bitirmek zorunda bırakmıştı kim bilir..

Her akşam düşünüyordu belki, yatmadan önce ona kalan 15 - 20 dakika süresince, uykuya dalmamaya çalışarak karar almak için elinden geleni yapıyordu, ama günün yorgunluğuna bırakıyordu kendisini..

Tam ne yapıyorum ben, bunlar ne uğruna, ne uğruna; annesini bir aydır göremediğini, arkadaşlarına her hafta söz verip bir türlü gidemediği cumartesi toplantılarına katılamadığını, bu hafta kesin yaptırıyorum o masajı dediği kendi kendine söz verişinin üzerinden üç ay geçtiğini ya da tabii ki hayal ettiklerimi yapacağım diye kendine söz verişinin üzerinden tam on yıl geçtiğini anlamaya çalışırken, gelen yeni mail ve direktiflerle çok da güzel bu sorulardan kurtuluyordu belki de.

Düşünme, tüket! Tükettiklerinin yerine yenilerini alabilmek için daha çok çalış, çok çalıştığın saatler üzerinden hayatını tüket!

Döngüden sakın çıkma, çıkaranmaya çalışanlara asla kulak asma, başkalarının hayallerinin çarkları ol, diğerleriyle kol kola sana ifade etmeyen şeyleri hayat meselesi yap, bunun yanlış olduğunu söyleyenlere gerekirse sert çıkış ve savun, savunurken sakın bunlar ne, nedir diye düşünme, gerekirse sert çıkış ve savun!

Hayal ürünü yarattığın etiketlerle kendini yerlere göklere sığdırama sakın. Trafikte beklemek zorunda kaldığın arabanın ne kadar hızlı olduğundan, içerisinde oturmaya vakit bulamadığın evinin manzarasının ne kadar güzel olduğundan, sürekli mail ve telefon trafiğiyle dolu olan süper yaz tatilinin detaylarından bahset, bilemiyorum işte.

Gerekirse sert çıkış ve savun bu düzeni, yararlarını aslında nasılda çok güzel olduğunu, hep yapamadıklarını yapmış gibi, belki de yapacakmış gibi anlat, en olmadı yapanları oku, hikayelerini çal ve seninmiş gibi anlat. Ne de olsa birilerinin bir yerlerdeki gerçek öyküsünden bahsediyorsun.

Ama asla tüketmeyi unutma, her hafta aldığın ama yiyemediğin yemekleri çöpe hızlı hızlı at, gizle kendinden bunu yaparken, haftasonu bulduğun kısa aralıkta alışveriş yapıp aldığın ama giymediğin hatta etiketini bile çıkarmadığın kıyafetlerini de içine koy çöpü atarken.

Sonuçta sadece kornaya basmıyordu, bahşedilen hayatın içinde yapması gerekeni yapıyordu, çünkü kornaya basarsa kesin trafik açılacaktı, açılmasa da arabası havalanıp yoldan uzaklaşacaktı, çünkü öyle demişlerdi..

  • Yann Tiersen - La valse des monstres çalıyordu.