mixedup!

Bu yazmadan bitmeden düşünce kara bulutlarının yağmura dönüşmesine ihtiyacım var. Yağmur bulutlarım öyle ki bir anda geldiler, dün yazdığımın  yanısıra beklemekte olduğum herşey için yapmak zorunluluğunda bıraktılar beni.Bu ansızın gelen zorunluluktur şu anda nefesimi kesen, kalp atışlarımı hızlandıran. Ve o zorunluluktur ki şu anda kelimeleri ellerimden döküyor.Öyle ki yazdığım cümleler birbirine bağlanmazken aslında kelimeler yerine resimler kısa sahneler ve fotoğraflar görüyorumdur.O olur bu olur, hep olurların içerisinde olsam da maalesef gözlerimin seğrimesine engel olamıyor, yapmam gereken bugünkü görevime kendimi hazır hissedemiyorum, ama bildiğim tek bir şey varsa o da benim zor durumlarda nasıl oluyorsa daha başarılı olduğumdur.Askeri yönetime geçtiğim hayat standardımda biraz da devlet usülü kemerleri sıkma zamanı olacaktır. Sadece isterim ki ruhumuzu doyuran şeylerden vazgeçmeyelim, ya da ruh doyurma işlemini daha ücretsiz gerçekleştirelim ama asla bizden uzağa gitmesin istiyorum.Yazdıkça biraz daha nefes aldım gibi, o kadar ki melodilere uzanabildim az da olsa. Geleceğini bildiğin bir haber için her zaman hazırlıksız olacağız bana kalırsa. Olacağını bildiğin, hatta içine doğan olayın gerçekleşmiş hali seni kendinden daha çok şaşırtıyor.Ve evet küçük paragraflarımda aslında büyük sesler var, korkunun sesi olabilir, tedirginliğin sesi olabilir, bilinmezliğin sessizliği olabilir ama sanırım en çok da korkuyor gibiyim.Korkumun sebebini de bilinmezliğe yükler ve bu sebepten tedirginim diyebilirim.Böyle zamanlarda en gereken şeyin sessiz ve sukunet içerisinde kararlar almakken, benim kararlarım karmaşık renkler ve kuşakların içinde hatta belki de kalın iplerle sarılmış dahi olabilir ve ben buna rağmen kararımın doğruluğundan yanayım.İşte bir sürü düşünce gerisi, bitti diye sanıyorken aslında hepsinin sesli bir şekilde benimle olduğunu biliyor olmak çok üzücü. Başka bir şeylere odaklanmayı başarabilmek istiyorum.
Gibi noktalar..

Jacques Greene - Another Girl çalıyordu.