karmaşalık

Şöyle bir laf vardı. Hani “senin söylediklerin karşındakinin anladığı kadardır” diye. Yani bu tarz bir seydi. Yaşadım direk. Anlatıyorum anlatıyorum a diyorum be diyorum ama ce ye geciyorum ama o hep a da takılı kalıyor. Be ve ce yi anlatmamın imkanı yok.butun gun surse ertesi gun yine baslasak hatırlayınca yine anlatsam hep a.ama ben ceye kadar bir seyler ifade ediyorum.onun a da kalıyor olması ne kadar üzücü. Hele ki ce ve be benim için herşeyken.tek harfin içinde buyuk savaşlar vermeye calısıyoruz.anlaşmaya anlatmaya bir orta yol bulmaya ama bir harf bize yeterli değil. Yetmiyor ben  bunu görüyorum. Be ye gecmek istiyorum ama o anlamıyor.böyle bir zamanın içinde daracık bir saniyesinde sıkışmış gibi hissediyorum.zaman durmuş duygular düşünceler durmuş güneşin tekrardan çıkacagından ya da dunyanın yuvarlak oldugundan bir haber aynı  bankta oturuyorum.İki çözümmüş gibi bir şey var. A harfindeki be ve ce yi bulabilecek kadar ilerleyebilirmiyim yada gerileyebilir miyim. Yoksa be harfini anlayana mı anlatabilirim sadece. Seçimlerin hep bize kalmasına canım çok sıkılıyor aslında bu da yine bir seçim zorunluluğu olduğundan  yine secimleri neden hep biz yapıyoruza geliyorum. Geçenlerde arkadasımla konusuyordum ask mesk. Ben secipde peşinde koşmaktansa seçilmeyi beklerim dedi. Durdum düşündüm. Seçen olmaktan mutluydum. Birinin beni seçmesini beklemek.sanki çok istediğiniz bi pastayı hiç hayal etmediginiz bir seklini yemek tadını almak gibi bir sey sanırım. Olsun istiyorsun,guzel hayaller kuruyorsun böyle olsun şöyle olsun diyorsun,ama belki de hiç alakası olmayanından sana yolluyorlar. Sende kabul ediyorsun cunku değiştirme işlemleriyle ugrasmaya o kadar üşeniyorsunki oldugu gibi butun eksileriyle kabul ediyorsun. Pek bana göre olmasada hayal edip bldugumuz sectigimiz kişininde hep değiştirme durumları cıkabilir,çıkıyor. Ama yine de kendi istedigin gördugun duygulanımlar hissettiğin yeri geldiginde guzel hikayelerle hatırlayacagın cabalayıslarının oldugu bir seye ulasmıs oluyorsun.Bir baska sey de kimseye guvenmemen gerekirken aslında guvenmeden asla yapayacagın gercegi.ikisi arası büyük bir ucurum ama senin elinde kucucuk bir kopru var.o kopruyu bir sekilde ortasna gecirmek durumundasın ya sagında ya da solunda kalmamalı ortasında dengesinde kalmalısın.başarabileni görmedim.ben yapamıyorum.ben inanmadan olmazdanım.inandıkca inandıklarının ne kadar gercek oldugunu bilmeden gözü kaara inandıgını farketmek bundan vazgecmeye calısmak ama bir turlu olmaması.cehalet mutluluktur cumlesinden hoşlanmaca.farkında olmadan hersey toz pembeyken cok guzel.pembeler giymeyi severim.sanırım burda huzurlu oldugumdan burayı seciyorum. Düşünüyorum da burda olupta kendimi cok üzüp yordugum  bir durum olmadı. Daha cok oyunun son perdesi kapandıgında ardında olanlar beni üzdü daha derinden yaraladı ama tozpembeleri  seviyordum.seviyorum da .* pink floyd – hey you  çalıyordu.