ilkler pek özelmiş

kışın hayatıma huzur verdiği ilk sene, hatta her turlu zorluğa göğüs gerdiğim ilk sene,pes etmediğim ilk sene,kendimi kandırmadığım ilk sene de diyebilirm,uğraş gerektiren işlere üşenmediğim ilk sene,derli toplu olduğum hayal ettiğim kızsal bütünlüğü yaşadığım ilk sene, demek böyle oluyormuş bu işler aslında az sabretmek lazımmış dediğim işler ugrunda sabrettiğim ilk sene,ilk yağan kar,ilk dinlediğim şarkı,uzun süreden sonra ilk inandığım insan,yıllardır beklediğim kardeşimin ulaştığı ilk sene, 21 aralığı umursamadığım ilk gece (sadece bir kac saat kaldı :P),kendimi dinlemekten yorulmadığım ilk yıl, dinlerken kendimi delirtmediğim ilk yıl,kendimi susturmadığım hatta fikir aldığım ilk yıl,başaramamak ve vazgeçmek fiillerini hayatıma kolayca sokmadığım ya da girmelerine izin vermediğim ilk yıl,filmlerdeki gibi en yüksek binadan kendimi yere bıraksam yerde beni tutacaklarını bildiğim bir kaç arkadaşımın olduğu ilk sene, konuşmasam da beni duyanların hayatımda olduğu ilk sene,müziğime benden daha heyecanlı olanların olduğu ilk sene, sürekli iyi şeyler yapmak için beni iteleyip ilerleten kişilerin hayatıma girdiği ilk sene, kalmak istesem de götürenlerin olduğu ilk sene,evet desem aslında hayır dediğimi hayır desem de çılgınca evet diye bağırdığımı duyanların olduğu ilk sene,küslük diye birşeyin bana yakışmadığını ya da yapamadığımı anladığım ilk sene, ve herşeyden öte blogumu okuyanların sayısının bir elin parmaklarını geçtiği ilk sene :) iyi yıllar hepimize ( 21 aralık'ı atlatabilirsek elbet :P)
*miguel campbell- something special çalıyordu.