ilk hikayeye geri dönüş

evet hep ondan ki.

ben daha ilk yazıda yazmıştım. ilk yazımı da yedi- sekiz yıl önce yazmıştım. hani kendimi çok dinlediğim, neden bilmiyorum ama deli gibi kendi kendimi dinlediğim günlerdi. Akılla ve mantıkla dinlemediğim ama, bi çılgınlık dese de yapsam diye dinlediğim günlerdi.

şu aralarda da bi çılgınlık yapsa da dinlesem daha çok. aktivasyon kodumuz henüz şubemize ulaşmadı maalesef, bazı prangalarım hala ayak bileğimi sıkar durumda, sıkar durumda dan öte, ORDALAR!

ilk yazımdan yola çıkarsak, sokaktaki ışıkları birer birer geçtiğim yürüdüğüm, gidiyormuş gibi ama gitmediğim günlerdi. işin iç ürperten kısmı yedi yıl sonra aynı sokaklarda dolanıyor olamam değil mi? olamaz o sadece bir trajedi olurdu. tamam aynı sokaklar olmadığını biliyoruz, yolda birkaç tabela olduğuna da eminiz, ama bu tabelalar bizi oralara gerçekten götürüyor mu? yoksa yine bir bilene sorayım derken kapılıp gidiyor muyum?

üzüntülü hal ve üzüntüsüzlük hal içerisinde aklım hep o yolda kalıyor, tabelaları takip etmek ve etmemek, bir bilene sormaktan öte tabelaları takip etsene dostum.. Kendin koymuşsun, geçmişten notlar eklemişsin, yanlış olanı bilmiş, doğru olanı yönlendirmişsin işte.

yine bu gecenin sonucuna gelirsek; geçmiş tam olarak gelecek gibi karşımda duruyor. geleceğimi geçmişten yapmış olsamda " ben geleceğine çok bağlı bir birey" olsam da. ASLA dediklerimi yapmaktan keyif alıyorum. ASLA'nın cazibesi sizleri de sarıyor itiraf edelim. o ASLA' lar hep gerçek, hem de bayıldığınız gerçekler oluyor.

doğruların ve check listlerin canına okuduğum bu paragrafta eşlik edenlerin gözlerinden öper, sınırdışılık ve kalıp, etiket ne varsa yolda gelirken attığınız için teşekkürlerimi iletirim.

*Alif tree - I feel blue çalıyordu.