hearts

şimdi çok da ansızın merak ettiğim ise herkes herkes mi?

herkesin herkes olmasından çok korkuyorum. Bizimle özdeşleşmişliklerimizi başkasında görmek en korktuğum. ya da onunla özdeşleşmişlikleri bir çok onunlalarla görmekten korkuyorum.

Belki de o yüzden bugün hep bu şarkıyı dinledim. ya da hep söyledim. o zamanlarla özdeşleşmiş zamanlardan biri olmasından korktuğumdan belki de kendimde yer etti.

Onu demek istemedim ben. sen de istemedin hatta özdeşleşmişliğimiz de yoktu. öyleymiş gibi koktu sadece. kokusu geldi, hatta sadece bir kısa rüzgarı esti bana.

Ama öyle ki içimdeki korku belki de şu anda apartmanı sallamıştır, yetmemiş duvarları yıkmış, uzayda da silik bir iz bırakmıştır. Ben biliyorum. yani aslında bilmediğime çok eminim. eminlik ettirdim kendime.

Öyle değildi. Özdeşleşmişlikler sadece gençlikteydi, biz taklit ediyorduk. ve hep kötü huylar alıyorduk. Belki özeniyorduk, belki asi-lik dikkat çekiyordu, belki de sadece saçımızı okşasınlar istiyorduk. Gel, otur yanıma ve anlat desin istiyorduk. Biz/ ben dinlemek istemiyorduk. Farklı hikayelerin standart sonlarından, inanmak istemediğimiz gerçekliklerin içine düşmek istemiyorduk. istemedim ya da.

Şu anda bunu yazıyorum, çünkü telkine ihtiyacım var. En sevdiğimiz kırmızı süslü telkinlere, pembe kremalı ve hatta belki de uçuşan sarılara. Gerçek renklerini sormadığımız günlerin içerisinde olmak istiyorum. Oradayım'ın telkinindeyim. Orada'yım, Orada kalacağım. Burası'nın güzel olduğunu sen de söyler misin? Ama söylesen dinlemem ki. Başa döndüğüm standart hikayelere kendimi kapadım.

Tek demek istediğim, o özdeşleşmişlikten çok uzağa gitmek istiyorum/uz. Ben, geçmişteki benin şimdisi de beraberce, o korkudan kaçmak istiyoruz. küçük anıların ve ufak ayrıntıların bazı anlarının aynı olması, bunu özdeş kılmamalı- telkin et / telkin ver / telkine sarıl / telkinin gözlerine bak.

*Birdy - People help the people ( TIP' Sunken Hearts rework) çalıyordu.