hayat bize zor sanki.

hayatı zorlaştıran bizlermişiz gibi geldi bana bugunlerde. ya yanlıs kararlar almak için elimizden geleni yapıyoruz. ya da aldıgımız dogur kararları yıkıp yerine yanlıslarını koymak için. aldıgımız kararların arkasında durmak yerine işe yaramayacak yenilerini almaya calısmak. belki istereyek degil belki de bilmeyerek bunları yapıyoruz. ama sanki yapıyoruz.elbette daha iyisine daha dogrusuna ulasmak için.ama kime göre daha dogrusu kime göre daha iyisi bilmeden.aklıma gelen ilk çözüm aldıgımız kararların içindeki dogrulukları bulup uygulamak. ama biliyorumki bu her zaman en zoru olacak. hatta en zoru yenisini denemek her zaman eskisindeki yeniyi bulmaktan daha kolay gözukuyor insana. cunku yeni ve umut dolu. ama asıl olay su andaki karardaki iyilikleri bulup onlarla umutlar yaratmak.umutlar yaratmakta degil. umutlanmak gelecege dair bir beklentiye girmek işte. zaten beklentiler istekler umutlar olmasa yaşamanın ne manası kalırdı ki. ister olumlu ister olumsuz sonuçlu beklentiler olsun yinede yaşamı yaşamaya deger kılan sey onlar. yasamın devam etmesini saglayan carklar gibi. bir sonraki adımı merak etmek bir sonraki yılı yada ayı merak etmek o ay yada yıldan yada belli bir zaman diliminden beklenti içinde bulunmak. gerceklesmesi için gerekeni yapmak.yapabilmeye calısmak yada hangimiz basarılı oluyorki her zaman %100. bir seyleri basarmak için gerekenlerin hepsini hangimiz tamamen yapıyor. sanıyorumki cogumuz bunu öyle yapmıyoruz. %100 yapılması gerekenin belli bir yuzdesini yapıp yapamadıgımız yuzdelere uzuluyoruz.yapamadıgımız yuzdeler yuzunden yeni yolların yeni yuzdelik dilimlerini gerceklestirmeye calısıyoruz.oysaki ilk kararımızın getirisindeki yuzdemizi arttırmaya calıssak belki hayat daha kolay olurdu.ama hiçbir zaman cok kolay bir hayat olmayacak.belki kolay donemler olacak ama hayat hep zor olacak. cunku beklentilerimizi her zaman cok yuksek ya da ulasılması zor tutacagız. ulasılması zor olacak ki hayat bir yandan surer giderken biz hep ulasma cabasında bulunacagız. asıl ulasma cabamız biterse yada ulasırsak sıkıcı. o yuzden bu uzuntulerin sıkıntıların bir yandan da hala hayatta oldugumuzu belirtmesi açısından mutlu olmalıyız. acılar ve korkular daha cok hayatta hissettiriyor insana. mutluluklar her zaman var gerek sahte gerek bazen gercek olsun. insanı derinden şiddetle sarsmıyor mutsuzluklar hayal kırıklıkları kadar. onlar uykunun guzel devam etmesini saglıyor. ama mutsuzluklar insanın bazen gözlerini biraz daha iyi acmasını saglıyor. o yuzdendir ki mutsuzlukların içindeki iyiliğin biraz farkında olmak gerek biraz polyanna olmak gerek.*deadmau5 - raise your weapon çalıyordu.