Gri

Aklımın içinde eveleyip gevelediğim cümleler var aslında.

Benim için doğru olana karar vermemişken, doğru yolda yürüdüğümden emin olmamı bekliyorum. Yapmak istediğim bu mu emin değilken, onu en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum.

Belki de en renkli günlerim ve yaşlarımda siyahı beyaza yakıştırıyorum daha da kötüsü grilerin içinde, çabalamaktan uzak yaşıyorum.
Ne bir tutkum kalmış beni nefessiz bırakan, ne bir amaç bulabilmişim kendime uğrunda çırpınacağım.
Yapılamamışların hepsi için bahanelerden bir bahçe yapmışım, budamaya dahi üşendiğim.
Koşuşturan kelimelerin kolundan tutup bir araya koyamamışım, emretmemişim kendime.
Belki de "gerçek", bana bir tokat atmamış, yanağım kızarmamış acıdan.
Dibe düşmemişim, hep kıyıda oynamışım, bileğim burkulmamış hiç, küçükken dizim bile kanamamış.

Hepsinden öte biriken kızgınlıklarım var kendime; istediğim saatten daha geç uyandığımda, okuyacağım dediğim kitabın sayfaları arasında uyuyakaldığımda, düzenli olacak dediklerimin dağınık kalmasına izin verdiğimde, dahası olmak istediğimle olduğum kişi arasında arayol bulmaya çalıştığımda, gitmesi gereken kişinin belli olmasına rağmen ona güle güle diyemediğimde ve en çok kendimi affetmediğim sürece..

*Portished - roads çalıyordu.