90s party

Bu hafta sürekli aklımda olan, belki de kalbimde hissettiğim demeliyim bir duygu var, bu şarkının klibini izlerken oluyor.

Ah keşke 90lar olsaydı. O yılları yaşamayı daha çok isterken buluyorum kendimi. Düşünürken hiç sebep bulamadım ama sanırım en yakın cevap, bildiğim daha önceden bulunduğum yıllar, ortam, insanlar, düşünceler ve hayaller diyebilirim.

Huzurlu hissediyorum ilginç bir şekilde, evet şarkının büyük bir büyüsü olabilir ama ortam size de aynısını hissettirecektir. O saçlar, gördüğümüz karakterler, televizyondan, sinemadan ya da müzik camiasından, daha önceden bizlerleymiş gibi. Biz de oradaymışız gibi işte.

Belki de diyorum, insanların üzerinde kendimiz karar sahibi olmak istemediğimiz zamanlara özlem bu, zaten bize neyin iyi neyin kötü olduğunu gösteren canım ailelerimiz vardı. Şimdiyse herşey deneyimden geçiyor. Birinin kötü olduğunu, bizimle ilgili kötü düşünceleri ve planları olduğunu görebiliyoruz, hissedebiliyoruz. Buna rağmen birşey yapamıyoruz, elimizden gelemiyor. Her şey birbirine istemediğimiz kadar bağlı, bağlantılı. Çözemediğimiz bağlarla uğraşırken bizi de arasına alıp yeni düğümler oluşturuyor hayat.

Yeni kelimesi çok uzak, çok soğuk ve bir o kadar da ürpertici artık. Cesaret işi birşeylere yeni başlamak, hatta cesaret olumlu bir sıfat olurdu, delilik artık yeni birşeylere adım atmak.

İşte bir şarkının hissettirdikleri. Hadi bir kez daha klibi beraber izleyelim.

Michael Jackson - Liberian Girl çalıyordu.